SKL’ye Bir Çekirge Girdi

Selamlar!  Ben, Zeynep. Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi’nde staj deneyimini henüz bugün tamamlamış ve bu deneyimi taze taze yazıya dökmek isteyen İstanbul Medeniyet Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi 3. Sınıf öğrencisiyim. Bazı deneyimler vardır ki, bitene kadar iyi mi kötü mü olduğunu anlamaz; bittiğinde de bir daha arkanızı dönüp o deneyimlere bakmazsınız. Bunun sebebi bence biraz benim “Hayati tekelleşme” dediğim, insanların “Rutine binme” klişesi ile tanımladıkları durum. Çünkü nerede olursanız olun eğer o yer sizlere daha önce bulunduğunuz işlerden, çevrelerden ve fırsatlardan farklı yönler, heyecanlar, kişiler ve deneyimler sunamıyorsa siz de diğerlerinde olduğu gibi sadece bir an önce bitmesini dileyerek vaktinizi harcarsınız. Ben ise Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi’nde  yapmış olduğum, az önce anlattığım üzücü deneyim şeklinin tam tersi olan ve harika geçen stajımdan sizlere bahsetmek istiyorum.

Tercih Sürecim

Herkes bilir ki üniversite eğitiminin artık en büyük eğitim ve gelişim imkanları ile network fırsatları, müfredat derslerinde değil gönüllü/zorunlu stajlarda kazanılıyor. Bu sebeple de bilgi ve belge yönetimi bölümü öğrencileri de dahil herkes en iyi olarak nitelendirilen yerlerde stajlarını  gerçekleştirmeye çalışıyor. Ben de her öğrenci gibi 3. sınıfa başladığım günden itibaren en iyi ve verimli şekilde stajımı hangi kurumda gerçekleştirebileceğim üzerine araştırmalar yapmaya başladım. (Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünde 2. ve 3. sınıf yazları olmak üzere 2 adet zorunlu staj bulunmaktadır.)

Hocalarıma danıştığım zaman kendileri bana, içerisinde Suna Kıraç Kütüphanesi’nin de bulunduğu, bir elin 5 parmağını geçmeyen kurum isimlerini ilettiler. Bu süreçte bireysel araştırmalarımı ve geçmiş deneyimlerimi de göz önüne aldığım zaman belirli kriterlerimin oluştuğunu fark ettim. Kişisel bir yorum olarak burada ekleyebileceğim şey ise kendi bölümüm de dahil olmak üzere tüm üniversite öğrencileri için vizyon eğitimlerinin müfredata eklenmesinin ve bu eğitimlerin alanında uzman mentor ve kişilerce verilmesinin gerekliliğidir. Çünkü her insanın kendine özel becerileri ve eğilimleri var ve bunları keşfetmek hem öğrencilerin kendisine hem de ileride çalışacakları kuruma yardımcı olabilir; bu keşif aynı zamanda gerçekleştirecekleri işlerde onlara  alanlarının en iyisi olma fırsatını sunabilir.

Açıkçası benim bu farkındalığı kazanmam düşündüğümden biraz uzun sürse de bana bunu kazandıran çok saygıdeğer mentorum ve öğretmenim İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sanat Tarihi Anabilim Dalı Araştırma görevlisi Yasin Saygılı’ya içten teşekkürlerimi belirtmeden geçemeyeceğim.

Hedeflerime dönecek olursak benim için stajımı yapmak istediğim kurum canlı, sosyal ve eğitim açısından beni alanının uzmanlarıyla bir araya getirecek nitelikte olmalıydı. Kişisel olarak kütüphaneleri hep sevmişimdir ve bu sevgimi insanlara en iyi şekilde yansıtabilme fırsatını sunan tanıtım kütüphaneciliği  ve danışma hizmetleri alanlarına her zaman hayran olmuşumdur.

“Stajyer adayı bir öğrencinin kriterleri olur mu?” dediğinizi duyar gibiyim fakat hayatımızda özellikle ilk üniversitemizde edindiğimiz deneyimlerin ve bulunduğumuz her alanın bizimle beraber anılacağını ve geleceğimizi şekillendirdiğini göz önüne almak gerekirse ve her ne kadar bizi kurumlar tercih etseler de bizi seçecek kurumları da ilgi, yetenek ve isteklerimize göre önceden filtreyip, araştırıp o şekilde seçmemiz ve iş hayatına atılmadan önce de kendimizi bir karar mercii olarak görme sorumluluğunu almamız gerektiğini düşünmekteyim.

Mülakat Süreci ve Kabul

Yaşadığımız internet çağının da vermiş olduğu avantajlar ile beraber yapmış olduğum kişisel kurum araştırma çalışmalarım, hocalarımın ve çevremin önerisi ile birleşen bir havuzdaki kurumlara başvurularımı yaptıktan sonra öğrenci olanların ve yolları bu adımlarla kesişen herkesin bildiği asla bitmeyecekmiş gibi gelen bekleme sürecine başlamış oldum. O dönem açılan kariyer kapısı staj olanağına da ne kadar diğer istediğim kurumlardan birinden garanti olarak kabul alacağımı  bilsem de başvurdum.

Sizleri sıkmadan bekleme sürecini atlamak gerekirse bana ilk dönüş yapan kurum Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi oldu. Benimle online bir mülakat gerçekleştirmek istediklerini ileten bir maili aldım ve tarih konusunda  seçenek olarak verilen toplantılardan birinde karar kıldık. Kararlaştırılan tarihe kadar geçen süreçte olanlar ise şunlardı; başvurduğum her kurum benim staj talebime olumlu dönüş yaptı, ancak Suna Kıraç Kütüphanesi dışında hiçbiri mülakat talep etmedi ve direkt başlayabileceğim üzerine dönüşler gerçekleştirdi, kariyer kapısı üzerinden ise 3 adet staj teklifi almam ile beraber, staj başvurumun kabul edildiği toplam kurum sayısı 7 olmuştu. Ben Suna Kıraç kütüphanesi ile görüşmeden bir tercih yapmamaya karar verdim ve mülakat sürecini bekledim.

Mülakat günü geldiğinde çok heyecanlıydım çünkü bir önceki yaptığım stajı da ele alırsak daha önce hiçbir zaman mülakat sürecinde bulunmamıştım. Mülakat saati geldiğinde pandemi döneminin de bizlere avantaj olarak sunduğu online mülakatların biri de benim için gerçekleşmiş oldu. Görüşme boyunca kendimi asla bir mülakat aşamasında hissetmedim, mülakatın konusu aslında bizim bu aşamaya gelene kadar hayatımızda neler gerçekleştirdiğimiz, neler yapmaktan hoşlandığımız, ve kendimizle alakalı keyifli bir sohbet gibiydi, kendimi burada bulunan harika yöneticilere anlatırken samimiyetlerinin de verdiği özgüven ile anlatmak ve açmak çok kolay oldu. Filmin sonu fragmandan bellidir diyerek ve bloguma bakarak Suna Kıraç Kütüphanesi’ni tercih ettiğimi anlamışsınızdır.Benim için karar vermiş olsam bile;” Kesinlikle burada olmalıyım!” dedirten  çok önemli bir detay vardı ki o da şu oldu, mülakatın sonunda bana sorulan: “Pekala her şeyi konuştuk, peki neden bizi tercih ettin ve diğer kurumlardan farkımız neydi?” sorusu. Çok keyifle cevap verdiğim ve kendimi daha başlamadan ait hissettiğim bir an oldu benim için. Gelecekte bu yazıyı okuyup başvurmak isteyen arkadaşlar için de küçük bir mülakat spoilerı bırakmış oldum.

Staj Programında Neler Yaşadım?

Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesine staj için ilk geldiğim gün bizlere bir staj eğitim programının hazırlanmış olduğunu gördük. Ayriyeten çalışan ve personeller ile tanışma toplantısı gerçekleştirdik. Çok keyifli bir toplantıydı, bizlerin stajdan beklentileri ve istekleri soruldu, ellerinden geldiğince yardımcı olacakları iletildi.

Koç Üniversitesini daha önce araştıranlar bilir ki gerçekten her yere çok uzak bir üniversite, ayrıca ulaşımı da pek kolay değil, bunun için bizlere çalışanların da kullandığı servis imkanı verildi ve yemek için de destek sağlandı. Bence bu beni biraz daha orada çalışan olarak değer görüyormuş gibi hissettirdi. Fakat bunu hissetmemin tek sebebi bizlere tanınan ulaşım ve yemek imkanları değildi; her gün bizimle ilgilenen ayrı ayrı birimlerdeki çalışanlar, sadece çalışmamız için değil öğrenmemiz için her zaman çabaladılar. Aynı zamanda hem yöneticilerin hem de çalışanların davranışları sanki stajyer olarak değil de burada olmamızdan memnun oldukları birer çalışanlarmışız gibi hissettirecek şekildeydi. Hep bizimle yemeklerimize eşlik edip, sohbet edip ilgi alanlarımız hakkında ilgili sorular sordular. Bir tek alan hakkında değil hayat hakkında da, mezun olduğumuzda yapabileceklerimiz hakkında da, önerileriyle de yani bize kattıkları ile keyif dolu bir eğitim dönemi geçirdim. Her günümüzün yarım günü eğitim ve diğer kalan yarım gününde “Envanter sayımı” adı verilen ve benim çok zevk aldığım kitap sayımı işlemini gerçekleştirirken, rafların arasında gezinirken her kitap kendi hikayesini anlatıyor gibiydi. Burada staj yapma fırsatı, eğitim alma veya kütüphaneyi ziyaret edebilme şansı bulursanız kütüphanede bulunan çok çeşitli ve her tarza hitap eden eserler arasında kaybolma garantinizi ben bizzat sadece 1 ay burada staj yapmış bir stajyer olarak veriyorum.

İyi ki başvurdum!

Kütüphaneler benim için her zaman sakinlik ve bilgi dolu bir dünyanın simgesiydi. Ne kadar sakinlik desem de bence bir o kadar canlı ve etkin mekanlar. Staj yapmam ve özellikle Suna Kıraç Kütüphanesi’nde stajımı gerçekleştirmem bu dünyanın kapılarını biraz daha aralamama yardımcı oldu. Çok iyi insanlar tanıdım. Klişedir ama kendini ait hissetme denilen durumu ben en çok Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi’nde tattım. İlk başta var olan ideallerim beni sonucundan çok memnun kalacağım ve mutlu olacağım bu yere getirdi. Bu deneyimim sonucu gelecekteki kariyer hedeflerim doğrultusunda bana büyük bir ilham kaynağı oldu. Umarım ben de stajyerliğimi kuruma uygun ve layık bir şekilde yerine getirebilmişimdir. Bu blogda özel teşekkürüm adlarını yazmaya başlasam sayfalar sürecek Koç Üniversite Suna Kıraç Kütüphanesi’nin her yöneticisi, çalışanı, eğitmenimiz olan sabırlı ve her gelişim adımımızı destekleyen eğitmenlerimiz ve aklınıza gelecek gelmeyecek bu kurum içerisinde bulunan herkese. Sizlere sonsuza kadar iş hayatım ve yaşadığım, sizden kazanımlarını edinerek attığım her  adımımda minnet duyacağım, iyi ki sizler ile aynı ortamda çalışıp sizlerden eğitim alabilme fırsatına erişebilmişim. Çok teşekkür ediyorum ve burada staj yapmayı ya da çalışmayı isteyen herkese yardımcı olacak ve birazcık da olsa aydınlatabilecek bir yazı hazırlamış olabilmeyi temenni ediyorum.

Zeynep KABAK

Temmuz 2024 Yaz dönemi Stajyeri

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *