SURVIVOR LIBRARIANS

Fun

BATA ÇIKA Çamur Yarışı’nda Bir Kütüphaneci: Gittim, gördüm, yarıştım ve yazdım…
Kamil Yeşiltaş

KuBeGood, Koç Üniversitesi İnsan Kaynakları Müdürlüğü’nün idari personel ve akademisyenlerin hem haftanın stresinden arındırmak hem de birlikte spor yapmasını teşvik etmek üzere oluşturduğu bir program. ) Bu arada programın sorunsuz olarak gerçekleşmesinde büyük katkıları olan Zeynep Cengiz’e de ayrı bir parantez açmak lazım (Teşekkürler Zeynep:) ). Program dahilinde haftanın bir günü kampüs içinde bir günü de kampüs dışında etkinlik gerçekleştiriyoruz. Kampüs dışı etkinliğimiz genelde Belgrad Ormanı’nın taze oksijen deposu içinde kuş cıvıltıları ve mangal kokusunu takip ettiğimiz bir parkur. Ortalama 6-8 km arası bir etaptan bahsediyoruz. Ben de yaşımın getirdiği ağırlığı ve olgunluğu da düşünerek yürüyüş grubuyla bu etkinliğe dahil oldum. Tabii ilerleyen dönemde performansımın da etkisiyle bu koşu grubuna kaçınılmaz olarak dönüştü.

Bu yazıda sizlerle paylaşacağım tecrübe, yukarıda fotoğrafını da göreceğiniz Bata Çıka Çamuş Yarışı. Bata Çıka Çamur Yarışı, Türkiye’nin ilk engelli çamur koşu yarışı olma özelliğini taşıyor. Yılda bir kez yapılan bu yarış, bu sene 5-6 Eylül tarihlerinde Şile’de gerçekleşti. Koç Üniversitesi ekibi olarak 8 kişiyle yarışa katıldık.

Yarış öncesinde müzik eşliğinde ısınma hareketlerini topluca yaptık. Bu ısınma yaklaşık on dakika sürdü. Sporcu kıyafetleri eksiksiz ve her haliyle düzenli spor yaptığı belli olan diğer yarışmacıları görünce bizi sonuçlar açısından neyin beklediği az çok kendini göstermeye başladı. Acaba bu ısınma hareketleri yeterli olur mu ve hiç kendimi yormasam mı düşünceleri bir an için aklımdan geçmedi değil. Ama neticede sonuç önemli değildi ve koşmaya, eğlenmeye gelmiştik.

kamil2

11:00 yarış grubunda 364 numaralı çipli göğüs etiketiyle –bu detay önemli çünkü, çipli göğüs etiketi kaytaranları anında tespit ediyor ve derecenizi ölçüyor- yarışmaya başladık.İlk başta her şey iyi gidiyor ve gereksiz endişelenmişim diye içimden geçiriyordum. Sonrasında sık çalılıklarla kaplı bir ormana dalışımızla uzun ve hiç bitmeyeceğini sandığım tepe tırmanışı başladı. Yarışın başında bu tempoda koşarım diye düşünen ve hızlı çıkış yapan bazı koşucuları ileride dili sarkmış, nefes nefese görmeye başladık. Ben de dili sarkmışlar grubunun bir üyesi olarak tepe tırmanışını olabildiğince efor sarfederek sonunda tamamladım. Tepeyi çıktım diye sevinirken biraz ileride görevlilerin “Bu kum çuvalını 10 metre ileri götürüp geri getirmeniz gerekiyor” uyarısı sevincimi biraz gölgelese de verilen görevi tamamladım. Sonra “Her çıkışın bir inişi vardır” sözünü hatırlatan tepeden aşağıya iniş parkurunda buldum kendimi. Saçlarım ve yüzümdeki terler rüzgarla ahenk içinde dans ediyor ve bu iniş beni yeni bir maceraya taşıyordu.

kamil3

Tepeden inince savaş meydanını andıran siperler, çukurlar, su birikinleri içinde araba lastikleri ve rampaların olduğu parkur bir başka deyişle yüzleşme noktası kendisini uzaktan gösterdi. Enerjim bitmiş bir halde bu cepheye attım kendimi. Asılı lastikleri geçtim, rampayı çıktım. Su birikintisine ilk atlamamla birlikte güzelim beyaz Koç Üniversitesi thsirt’üm kirlendi (Bakınız: Suya atlayan fotoğrafım). Yere boylu boyunca uzanmış boruların ve tünelin içinden geçerken kapalı alan korkusuyla yüzleştim ama pes etmedim. İleride içi buzlu suyla ve çamurla dolu havuza dalıp dipten karşıya geçince biraz kendime geldim ama yetmedi. Parkurun tel görünümlü iplerinin altından geçmemiz gerekiyordu. Onuda yukarıda gördüğünüz gibi alnımın akıyla geçtim (Bakınız: İlk fotoğraf. Şu ufaklık da fotoğrafta olmasa iyiymiş). Gözlerime çamur kaçmış, hiçbir şeyi göremez halde parkurun finiş noktasına eriştim.

kamil4

Evet, sonunda bitmişti. 50 dakika süren ve yarışın 11:00 etabına katılan 338 kişi içinde 174 ve kendi yaş grubumda ise 22. olmuştum. Survivor Yarışması’nı tamamlamış gibi bir edayla “Bu gurur da bana yeter” diyerek arkadaşlarıma sarıldım. Hepsi çok eğlenmiş, göz yaşı ve sümükler birbirine karışmış şekilde birbirimize kentlendik. Sonra da kendimizi kuyudan sondajla çekilmiş ve gökyüzüne fışkıran suyun altına attık. Velhasıl güzel bir organizasyon oldu. Bir sonraki sene umarım sizlerle birlikte bu yarışı koşarız, ne dersiniz?

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *